80’lerden bugüne yazar kasa ve alışverişe genel bakış

Bir kalem, bir pergel bir de çikolatalı günler…

80’li yıllarda, hafta sonlarımızın olmazsa olmazı AVM’ler, ev ihtiyaçlarımızı karşıladığımız zincir marketler yoktu. Temizlik ve gıda ihtiyaçlarımızı küçük, mahalle bakkallarından karşılardık. Markalar da, ihtiyaçlarımız da kısıtlıydı. 

1984 yılında yeni hükümetin kurulmasıyla hayatımızda birçok şey değişmeye başladı. İthal ürünler artıyor, bakkalların yerini marketler alıyordu. 

Tüketici o güne kadar bilmediği pek çok ürünle tanışırken, esnaf tarafında durum biraz daha farklıydı. Marketler sattıkları ürünlerin takibi için o güne kadar hiç bilmedikleri 'yazar kasa'yı kullanmaya başladı. Avrupa ve Amerika’da 1970’lerde satış işlemlerini kaydetmek üzere tasarlanıp geliştirilen bir iş makinası olan yazar kasa, Türkiye’de 1980’li yılların ortasında kullanılmaya başlandı. 

Yasal adı 'Ödeme Kaydedici Cihaz' olan yazar kasaların kullanımı, 1 Temmuz 1984'ten sonra aşamalı olarak tüm birinci ve ikinci sınıf tüccarları kapsayacak biçimde yaygınlaştırıldı. Türk vergi sisteminde 1984 yılında yapılan değişikliklerle yeni bir vergi türü olan Katma Değer Vergisi (KDV) hayatımıza girdi. 

'Fişini de al Mustafa Ali' diyen Özay Gönlüm, "bir kalem, bir pergel, bir de çikolata" isteyen minik Erol ve Ayşegül Atik - Ali Atik çiftinin yer aldığı, bugünkü tabiriyle Kamu Spotlar’ı sayesinde, her alışverişten sonra mutlaka fiş almamızın gerekliliği kafamıza kazınmıştı. Çünkü alınan fişler yol, su, elektrik olarak bize geri dönecekti. 

'Fiş almazsam kaça olur?' diye sormadan yapamaz hale gelsek de, alışverişlerde fiş istemeye hepimiz kısa sürede alıştık. Önceleri her ay, sonrasında yılda bir kez topladığımız fişleri, üzerini doldurduğumuz vergi iadesi zarflarımıza koyarak çalışanlar işyerlerine, emekliler ise bankaya vererek ek gelir elde ediyorduk. 

Cüzdanımızın prestiji kredi kartları

Önce debit kartlar ardından puansız, milsiz en yalın halleriyle kredi kartları girdi hayatımıza. Gold, Klasik gibi çeşitleri vardı. Jilet, Uhu, Nescafe, Selpak gibi Bankamatik de jenerik isim listemizde yerini aldı ve Türkiye’nin ilk ATM’si 1987’de kullanılmaya başlandı. Bankacıların beklentisinin çok üzerinde sevdik ve hızla benimsedik onu. Cüzdanımızı açtığımızda prestijimiz oldu, en görünür yere koyduk, bakıp bakıp gurur duyduk. 

Önceleri imprinter adı verilen bir makinada yapılıyordu kredi kartları. Bu makina üzerine kart ve slip konularak, kredi kartı bilgilerinin slibe çıkartılması sağlanıyordu. Müşteri kendine ait olan slibi imzaladıktan sonra banka telefonla aranarak onay alınıyor ve satış işlemi böylece tamamlanıyordu. 

Üye işyerleri, gün sonunda topladıkları slipleri anlaşmalı oldukları bankaya gönderiyor, tahsilatlarını gerçekleştiriyorlardı. 

Gelişen teknolojiyle bu imprinterlar’ın yerini EFT-POS cihazları almaya başladı. İlk POS terminali 1991 kullanılmaya başlandı. 

Yazar kasa ve banka POS sisteminde son durum

1985’ten günümüze kadar Türk Vergi Sistemi’nin 3100 sayılı kanununda Yazar kasa (ÖKC) kullanımı ile pek çok kez değişiklikler yapıldı. 

1990 ve 2000’li yıllarda teknolojinin gelişimi ile birlikte işletmelerde yazar kasaların yanında satış işlemlerinin detaylı dökümünü ve istatiksel bilgileri alabilmek, stok ve maliyet kontrolünü sağlamak amacıyla POS adı verilen endüstriyel dokunmatik terminaller üzerinde çalışan yazılımlar geliştirildi. Bu yazar kasaların çoğu da POS sistemi dediğimiz bu sistemlerle entegre edilmeye başlandı. 

Bugün ise, bildiğimiz yazar kasaların kullanımı 1 Nisan 2016’dan itibaren kalkıyor. ÖKC’ye tabi firmalar için, bankaların kullandığı POS cihazları da. Mevcut yazar kasalar, banka POS cihazları ile birleştirildi. Dolayısıyla mevcut yazar kasalar hurdaya ayrıldı. Devir, Yeni Nesil EFT Yazar kasaların devri oldu ve kullanılması zorunlu hale geldi. 

Temmuz 2013’te yayınlanan tebliğlerle dünyaya gelen Yeni Nesil Yazar kasalar, bugün hala çıkmakta olan yeni tebliğlerle gelişiyor, değişiyor daha güçlü, daha stabil bir hale geliyor. 2016 yılı geçiş yılı gibi duruyor, firmaların bir kısmı bu yıl içinde bir kısmı ise 2017 başında tamamen geçiş yapacak olmakla birlikte o nostaljik, eski kasalar bu sene nisan ayında ömrünü tamamlıyor. 

Bununla birlikte, gelişen teknoloji ile yeni nesil EFT yazar kasalar, bilgisayar tabanlı POS sistemleri ile entegre hale geldi, seyyar oldu. İşte bu en yeni nesil EFT-POS’ların Tübitak’ın test ederek Gelirler İdaresi Başkanlığı tarafından alınan 'GMP3' onayına sahip ilk firma da Mikrosaray

EFT sürecinde de öncü Arkhe

Arkhe Yazılım Teknolojileri olarak biz de, tam 10 yıldır Konuk Ağırlama Sektörü’ne özel çözümlerimiz, sektördeki önemli yerimiz ve bunun en büyük kanıtı olan referanslarımızın güveniyle, tüm bu gelişmeler yaşanırken, uzun ve yoğun çalışmalarımızın sonunda, yazılım – donanım ürün hazırlıklarımızı tamamladık ve bir ilki gerçekleştirdik! 

Yazar kasada 30 yıl tecrübeli Mikrosaray işbirliği ile Pidion MT 360 cihazı üzerinde online-offline çalışan yazılımımızla, Eft pos özellikli mobil yazar kasalara taşıdığımız Denge Satış Yönetim Sistemi’nin, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Tubitak tarafından onayını aldık! 

İşte tek bir cihazla pek çok üstünlük sağlayan Eft pos özellikli mobil yazar kasalara taşıdığımız Denge Satış Yönetim Sistemi’nin özellikleri: 

  • Masada, kasada, kapıda ve tüm seyyar satış noktalarında,
  • Off-line adisyon takibi yapan; adisyon açarak sipariş kaydeden tek yeni nesil yazar kasa!
  • Gelişmiş adisyon ve servis operasyonu yönetim özellikleriyle bir ilk.
  • BKM TechPOS altyapısı ile tüm bankalarla tek uygulamada buluşma,
  • Yemek çeki ile ödeme girme ve bilgi fişi oluşturma,
  • E-Fatura sorgulama ve fatura girişinde bilgi fişi oluşturma,
  • Tek noktadan anında; ürün, fiyat ve kampanya tanımlama,
  • Tüm yazar kasa satışlarını her an cepten izleyebilme.

 

Yeni ürünümüz, Türkiye’nin her yerinde 300 yetkili servis ve 7/24 destek garantisiyle pek çok noktada kullanıma başladı.

27 / 01 / 2016