Bir duayen, bir işletme: Selin Günter TÜMER ve Ömer NOYAN, Juno Restaurant
Nişantaşı kalabalığından uzaklaşmak isteyenler, Juno’nun rahat ve sempatik atmosferiyle son derece keyifli zamanlar geçiriyor. İster arkadaş gruplarınızla birlikte sevimli bahçesinde bir araya gelebilir, isterseniz de Juno’ya özgü menülerle lezzet keşfine çıkabilirsiniz. Sakinliğin ve sıcaklığın harmanlandığı Juno’yu çok seveceksiniz. Restoran operasyonunu Arkhe’nin çözümleriyle yöneten Juno, müşterilerinin vazgeçemedikleri bir uğrak noktası!
Bize işletmenizden kısaca bahseder misiniz? Ne zaman kuruldu, bu işe girerken ne düşündünüz? İşletmenizi diğer işletmelerden farklı kılan en önemli özellik nedir?
Juno’nun 5 yıllık bir serüveni var. Kurumsal hayattan sıkılmamız sonucunda restoran işletmeciliğinde yol almak istedik ve yeme-içme sektörüne atılmaya karar verdik. Ortak olarak işletiyoruz ve mutluyuz. Hem menüyü hem de mekanı tasarlarken kişinin kendisini rahat hissedebileceği bir yer olmasına ve konseptin son derece keyifli olmasına özen gösterdik. Başladığımız günden bu yana, sürekli olarak biz başındayız ve aynı ekiple devam ediyoruz.
Farklılık adına çok iddialı cümleler söylemek istemeyiz. Bizim nazarımızda tüm işletmeler kendine özgüdür ve çok değerlidir. Müşteri kitlemizin çoğu, sürekli bizi tercih eden ve buraya nispeten yakın oturan kişilerden oluşuyor. Hal böyle olunca Juno’yu ikinci evleri olarak benimsediklerini dile getiriyorlar. Biz de onları her daim sahipleniyoruz. Örneğin, müşterilerimizin evlerinde verecekleri davetlerde, servise ya da yemeğe ihtiyaç duyulduğunda hemen yardımlarına yetişiyoruz. Buradaki ilişkinin bir uzantısı olarak bu ihtiyaçları iyi bir iletişimle çözmeye çalışıyoruz.
Başarınızın sırrı nedir? Bu sektörde iyi işler yapabilmek için neler gerekiyor? Sektöre girmek isteyen yeni girişimci adaylarına ne tavsiye edersiniz?
Her işte olduğu gibi, işletmenin başında durmak, sonuna kadar sahiplenmek ve her bir detaya bütünüyle özen göstermek bizim başarımızın sırrı oldu diyebiliriz.
Yeni girişimci adaylarının dikkat etmesi gereken pek çok sebep var. Son dönemlerde fazla bir rekabet olduğu unutulmamalı. Günümüzde yeme içme sektörüne atılarak işletmeci olmak neredeyse bir moda haline geldi. Öyle bir talep olmadığı durumda pek çok işletme kapanıyor ne yazık ki. Titizlikle karar verilmeli ve cesur olunmalı.
Eleman bulmak, yönetmek ve yetiştirmek ayrıca zor. Mutfak tarafında geçiş yaşanıyor diyebiliriz. Alaylılar diye tabir ettiğimiz, yıllardır bu işle uğraşarak işi işte öğrenenler var. Bir de 4-5 senedir akademik eğitim alarak kendisini geliştirenler var. Yemek sektöründe dirençli ve kalıcı olmak için temel kurallara dikkat etmek gerekiyor. Yeni girişimci adaylarına tavsiye edebileceklerimiz, sektörün artılarını ve eksilerini iyi değerlendirmeleri, sabırlı ve kararlı olmaları gerekiyor.
Sizce, yeme içme sektörünün en temel sorunları nelerdir? Sektörün geleceğiyle ilgili iyimser misiniz, yoksa karamsar mı? Neden?
Regülatif olan kurallar sürekli bir değişim içerisinde dikkati çekiyor. Oluşturulma sürecinde belki birçoğu denenmemiş bile olabilir. Düşünün; biz birçok şeyi cezalarla birlikte yaşayarak öğrendik.
Belki çok iç bir sorun olabilir ama yine de belirtmek isteriz. Gelen malzemenin, istikrarlı bir şekilde kaliteli gelmiyor olması temel sorunlardan… Bazen iyi kalitede gelen ürünlerin, kimi zaman kötü geliyor olması gerçekten üzücü. Ürünlerin kalitelerinin değişkenlik göstermesi sektörel sıkıntıların başında geliyor bizce.
Türkiye’de Michelin yıldızlı restoran olmamasının pek çok sebebi vardır şüphesiz. Malzemede yaşanan kalite tutarsızlığı bu sebeplerden olabilir belki. Küçük işletmelerde bu çalkantıyı daha net hissedebilirsiniz. Ürün tutarlılığının standardizasyonu oturmamış durumda.
Sektörün geleceğine dair iyimser duygular taşıyoruz. Her geçen gün iyi yatırımlar da alıyoruz. 10- 15 sene öncesine bakıldığında, Gastronomi alanında büyük adımlar atıldığını açıkça görebiliyoruz. Hammadde girişlerini de es geçemeyiz. Mesela bira çeşitliliğine bakın. Türkiye’de, şu anda en az 100 tane ithal bira markası vardır. Yerel üreticilerin de artmasıyla ciddi bir ivme kazandı sektör. Daha da iyi yerlere gelecektir.
Arkhe’yi tercih etme sebebiniz ne oldu? Bu tercihiniz işletmenize ne kazandırdı? Öncesini ve sonrasını değerlendirebilir misiniz?
Arkhe’yle tanışmadan önce kamuoyu araştırması yaptık. Arkhe’nin referanslarına da danıştık. Diğer markaları deneyimlemeleri ve Arkhe’yle satış süreçlerine devam ederek ne yönde çözüm sağladıklarını bizlerle paylaşmaları cezbetti. Fiyatlarının makul olması ve esnek olmaları da tercih etmemize olanak sağladı.
Önceleri Captain Order (Sipariş fişi) sistemiyle çalışıyorduk. Arkhe’nin hayatımıza girmesiyle birlikte çok daha kolay, başarılı ve hatasız bir takip süreci kazandık. Satış süreçlerimizde sistemli ilerliyor ve önümüzü çok daha iyi görebiliyoruz. Arkhe, işletmemizin olmazsa olmazı…
Elimiz, kolumuz gibi mühim bir detay. 5 senelik süreçte donanımsal ya da yazılımsal anlamda hiçbir sorun yaşamadık.
Sizce, Arkhe’yi rakiplerinden ayıran en büyük özellik nedir?
Yerel yazılım markası olması, hızlı çözüm sağlıyor olması mühim bir ayrıntı… Fiyat avantajının beraberinde cihazlarının sağlamlığını da ayrıca belirtebiliriz. Teknik ekibin sağladığı destek için de minnettarız.
Arkhe’yi, işletme açmayı düşünen herkese tavsiye ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Önerdiğimiz işletmeler de Arkhe ile tanıştılar ve bizlere bu yönlendirme için teşekkür ettiler.