Dünyanın en ilginç yemek müzeleri
Müzeler, ülkelerin kendilerine özgü kültür, sanat ve tarihlerini deneyimleyebildiğimiz yegâne yerlerdir. Şimdi hazır olun, sizler için sıraladığımız müzeler tüm bunlardan biraz farklı! Mutfak tarihi meraklılarını ve tüm aşçıları eğlenceli bir müze yolculuğuna çıkarıyoruz.
1- Yanmış Yemek Müzesi:
1980’li yılların son dönemlerinde Amerika’da Deborah Henson Conant tarafından kurulan Yanmış Yemek Müzesi, konsept olarak son derece ilgi çeker nitelikte ziyaretçilerini ağırlıyor.
Henson Conant’ın arkadaşları için hazırladığı yemeklerin altını yakmasıyla başlayan fikir, müze oluşumuyla renk bulmuş. Müzede; simsiyah yemekler, yanık kekler, kül renginde tost çeşitlerinin yanında yanmış tava ve tencereler de bulunuyor.
2- Friet Müzesi:
Patates kızartması müzesi, dünyada tek olması beraberinde Belçika’da yer alıyor. Müzede patates kızartması tarihine dair pek çok ayrıntıya ulaşabilirsiniz. En lezzetli patates kızartmalarının nerede olduğu günümüzde hala tartışılsa da; Belçika, Friet Museum sayesinde konuya noktayı koyuyor.
Patatesin Güney Amerika’da başlayan serüvenini deneyimleyecek ve kraliyet ailesine özel patates kızartması hazırlayan kişi tarafından patates kızartması tadacaksınız.
3- Sosis Müzesi:
Almanya, Berlin’de yer alan ve Currywurst adıyla da bilinen Sosis Müzesi son derece dikkat çeken atmosferiyle gelen ziyaretçilerini ağırlıyor. Ketçap ve köri soslu kızarmış domuz sosisi currywurst, Almanların vazgeçemediği lezzetlerden… Müzeden ne yazık ki currywurst satın alamıyorsunuz.
Sosis koltuğu ya da barında dilediğinizce dinlenebilirsiniz. Müzede sosislerin kızarırken çıkardığı sesi de duyacaksınız. Ketçap şişesi şeklinde olan telefonlara da bayılacaksınız. Şaşırtıcı değil mi?
4- Japon Yemek Müzesi:
Udon Müzesi adıyla bilinen Japon Yemek Müzesi’nin içinde; balina çorbaları, noodle çeşitleri ve daha pek çok geleneksel Japon yemeği yer alıyor. Küçücük kaplarla şimdi hayatımızın atıştırmalık ve favori lezzetleri arasında olan noodle‘ların pek çok çeşidini tadabilirsiniz.
Müze içinde yalnızca lezzetleri tatmakla ve tarihlerini deneyimlemekle kalmıyorsunuz. Çocuklar için içeride özel uygulamalar var. Siz müzeyi gezerken aşçılar da çocuklarınıza keyifli ve eğlenceli şekilde noodle yapımını öğretiyor.
5- Patates Müzesi:
Kanada'nın O'leary kentinde patates tarlalarının arasında bulunan Patates Müzesi’nde patates tarımına dair pek çok araç, gereç ve makinayı keşfederken, patates hakkında detaylı tüm bilgilere de ulaşabiliyorsunuz.
Temmuz ayı içerisinde düzenlenen patates çiçeği festivaliyle de görsel bir şölene hazırlıklı olmalısınız. Aynı zamanda müzede hediyelik olarak temin edebileceğiniz patates içerikli ürünler de bulunuyor ve dilediğinizi satın alabiliyorsunuz.
6- Mantar Müzesi:
Mantarın da müzesi mi olur dediğinizi duyar gibiyiz. Birçok çeşidiyle tüm dünya yemeklerinin vazgeçilmezi olan mantar, sofralarımızda şüphesiz ki değişmeyen bir lezzet… Fransa’nın Loire Vadisi’nde 1987 yılı itibariyle kurulan Mantar Müzesi’ne gelen ziyaretçiler, mantarların yetiştirildiği mağaraları gezerken her bir çeşidi hakkında birçok bilgiyi de edinebiliyorlar.
Müze içinde yabani ve az bulunan mantar türlerinin yanında çeşit çeşit mantarlara da rastlamak mümkün. Üstelik tadabilme şansına da sahipsiniz. Keyifli geçen müze ziyaretiniz sonrasında dilediğiniz mantarı da satın alabiliyorsunuz.
7- Peynir Müzesi:
Peynir aşığı olanların mutlaka gezmeleri gereken bir müze var sırada… İnek sütünden yapılan meşhur Hollanda peyniri, Gouda aşkıyla soluğu Amsterdam’da almaya ne dersiniz? 1982 yılında Amsterdam’da açılan Peynir Müzesi, damak tadına düşkün olanları, Hollanda peynirlerinin büyülü dünyasına çağırıyor.
Müze içerisinde peynir ve tereyağı çeşitlerini gözlemlerken nasıl yapıldıklarını da öğrenebiliyorsunuz.
8- Zeytinyağı Müzesi:
Dünya mutfağında hangi ülkenin lezzeti olursa olsun zeytinyağının değdiği her yemek, başlı başına özenli bir tat bırakır ağızlarda… İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkeler, zeytinyağı üretiminde başı çekiyor. İtalya’da 1992 yılında kurulan ve 1993 yılında da Avrupa Müzeler Topluluğu tarafından 'Yılın En İyi Müzesi'ödülüne layık görülen 'Museo dell Olivo' adındaki zeytinyağı müzesi, mükemmel bir müze deneyimi yaşamanıza olanak sağlıyor.
Müze; zeytin ağaçları tarihinden, zeytinlerin yetiştirilmesi serüvenine ve zeytinyağının nasıl üretildiğine dair pek çok bilgiyi aynı anda edinmenize yardımcı oluyor. Aynı zamanda zeytinyağı yapımında kullanılan değirmenleri de keşfedebilirsiniz.