Koronavirüs sonrası restoran dekorasyonu
Bugünler elbette geçecek ve biz hayatımıza kaldığımız yerden olmasa da yeni deneyimlerle devam edeceğiz. İşte bu yüzden gelin, geleceğe hazırlanalım: Bu yazımızda, yeni dönemde mekanların mimarisinde neler olacak, bir uzman görüşü aldık.
Restoran, kafe gibi yeme – içme mekanlarının mimari anlamda kendi içinde pek çok dinamiği olmakla birlikte, Covid 19 sonrası tasarım trendlerinin yönü de değişecek gibi görünüyor.
Kurallar olsun olmasın, bir süre daha bazı konularda dikkatli olunmaya devam edilecektir. Sosyal mesafe için azaltılan masa sayılarını mevcut haliyle korumak, mümkünse dış mekan kullanımına ağırlık vermek doğru tercih olacaktır. Bu noktada iç mekanda loca sistemi de iyi bir alternatif olabilir.
İç mimarinin konusu yalnız dekorasyonla sınırlı değil elbette. Bu yeni dönemde yalnız bu alanda değişiklikler yapmak da yeterli olmayabilir. Mekanlar için hava filtrasyon ve nötralizasyon sistemleri kurulması ve antiseptik dağıtıcı içeren temizlik odalarının oluşturulması, hem mekanın sterilizasyonu hem de ortama giren çıkan insan sirkulasyonu için doğru bir önlem olabilir. Böylece dışarıdan gelen havada bulunan virüslerin etkisiz hale gelmesi, toz ve kirli maddelerden arındırılarak içeri verilmesi mümkün olacaktır.
Sterilizasyon ve dezenfektasyon için ayrıca, işletmelerin kapalı olduğu saatlerde kullanılmak üzere uygulaması son derece basit ve ekonomik olan UV led lambalar da tercih edilebilir. Çalışma dışı zamanlarda kullanılmasının nedeni yakınında ve aynı ortamda bulunulması halinde insan cildine ve göze verdiği zararın bilimsel olarak kanıtlanmış olmasıdır.
İşin tasarım kısmında ise bundan sonra malzeme seçimleri daha spesifik olacaktır. Derz aralıkları olmayan, epoksi, pvc vb. mümkünse parçalardan oluşmayan/az parçalı, antibakteriyel ve doğal malzemeler tercih edilecektir. Yüzeylerde pürüzsüz uygulamalar yapılmalı, temizliği daha kolay yüzeyler yaratılmalıdır. Daha sade, daha doğal tasarımlar yakın gelecekte restoranların şekillenmesinde çıkış noktası olacaktır.
Mevcut işletmelerdeki aksesuarları azaltmak doğru olabilir.
Mekanlarda doğal güneş ışığından olabildiğince çok faydalanılmalı, şayet uygun değilse, hastanelerde daha çok tercih ettiğimiz beyaz ışık yerine gün ışığı rengi aydınlatma tercih edilmelidir.
1886-1969 yılları arasında yaşamış ve 50’den fazla mimari yapıda imzası bulunan ünlü mimar Ludwing Mies’ün mottosu ‘Less is more’ (Az çoktur) yeni dönem mimari anlayışına yön verecek gibi görünüyor.
Pgt İç Mimarlık, Kurucu/İç Mimar
Gökhan Demirkan