“Yapamam” demeyin
Bir Octopoder olarak sizden beklenen; işinizi iyi bilmeniz… Gerisi Octopod’ta! Evet, bir bilgisayar mühendisi değilsiniz, zaten gerekmiyor… Bundan 15 yıl önce excel bilenler parmakla gösteriliyor, sadece bu sayede iş bulabiliyordu, şimdi bilmeyen yok. İşte ‘Octopoder’ olmak da bugün için önemli bir ayrıcalık; tabi geç kalmazsanız… Artık her ihtiyacınızda internetten bir uygulama arama dönemi bitiyor, ‘sizin’ döneminiz başlıyor. Arkanıza yaslanın, kod yazmadan yazılım geliştirmeyi öğrenin ve kendi işinizi kendiniz yapın!
Dijital dönüşümü; 9 saatlik bir eğitimle; firmalara kolay ve erişilebilir hale getiren, inovatif Türk teknoloji şirketi Octopod konuğumuz bu ay... %100 yerli yazılımcıların ürünü Octopod’u, CMO Burç Pekmezoğlu anlattı. Kendisine teşekkür ediyor ve sizlerle tanıştırmak istiyoruz.
Ne iş yapıyorsunuz? Bize anlatır mısınız?
Elbette… Bildiğiniz gibi, dünyada artan rekabet, globalleşme ve genel olarak teknolojinin yaygınlaşmasıyla, işletmelerin dijitalleşmesi büyük bir zorunluluk haline geldi. Dijital dönüşümün gerçekleşmesi için gerekli kaynakların en başında da yazılımlar yer alıyor.
Biz de, kurumların dijital dönüşümünde gerek duydukları yazılım ihtiyaçlarını; daha hızlı, düşük maliyetle, gelişen teknolojilere göre değişim ve dönüşüme ayak uyduracak şekilde karşılamaları konularında Ar-Ge faaliyetleri yürütüyor ve yeni nesil teknolojiler üretiyoruz.
Ürününüzü anlatır mısınız?
En basit anlatımıyla Octopod; dünyada ilk sıralarda yer alan, ülkemizdeyse bir ilk olan; kod yazmadan iş uygulamaları geliştiren bir platform. Kurumsal-dijital dönüşümde büyük önem taşıyan, yazılım geliştirme süreçlerinde yaşanan sorunları ortadan kaldıran, yeni bir yazılım dili de diyebiliriz.
Barındırdığı özelliklerle iş dünyasını; maliyet etkin, ulaşılabilir ve hızlı geliştirilen iş uygulamalarıyla buluşturuyor, yüksek verimlilik sunuyor; modüler, esnek ve entegre yapısıyla her yerden erişim sağlıyor.
Octopod’un kullanım alanları nereler?
Süreç yönetimi, grafik raporlama çözümleriyle hızlı yazılım geliştirme aracıyla, multiplatform uygulamalar geliştirme imkânı sunuyor.
Şirketlerin ihtiyacını tamamen karşılayacak şekilde yazılım geliştirebilme kabiliyetinde; esnek, modüler bir sistem olarak mevcut yazılımlara kolaylıkla entegre olabiliyor.
Octopod’la yazılım geliştirmek, kodla yazılım yazmaya göre 6-20 kat daha hızlı. Bu nedenle çok daha uygun ve maliyet etkin yazılımlara kavuşma imkanı sunuyor. Kurulum gerektirmiyor. Web üzerinden; masa üstü bilgisayar, tablet veya cep telefonunuzdan anlık ulaşılabiliyor.
İş süreci tanımlanabilen tüm iş uygulamaları için son derece uygun bir platform. Sektör, departman, çalışan kişi sayısı gibi etkenlerden bağımsız, her boyutta şirkete fayda sağlıyor. Üretimden lojistiğe, yeme-içmeden inşaata, her sektöre birçok noktada, son derece başarılı örnek ve referansa sahip. Pek çok uluslararası şirket bizimle, kendi uygulamalarını kendileri geliştiriyor, verimliliklerini artırarak çok daha karlı hale geliyor.
Rakiplerinizden ayıran yönleriniz neler, nasıl bir soruna çare oluyorsunuz?
Dijital dönüşüm gerçekleştirmek için firma ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilmiş birçok hazır paket yazılım var aslında. Ancak hazır yazılımlar ortalama %65 oranında verimlilik sağlayabiliyor. Doğal olarak, her sektörün kendine özel ihtiyaç ve çalışma modeli var. Bu da özel bir yazılım geliştirme gereksinimi doğuruyor. Bu durumda da; maliyet avantajı ortadan kalkıyor, uygulama süreleri, yüksek yazılım geliştirme maliyetleriyle katı ve zor bir süreçle karşı karşıya kalınıyor. Octopod bu noktada şirketlerin ihtiyacını %100 karşılayacak şekilde iş uygulaması geliştirebilme imkanı sunarak oyunun kurallarını değiştiriyor.
9 saatlik bir platform eğitimi sayesinde kullanıcılar ihtiyaç duydukları iş uygulamalarını hızla “sürükle-bırak” yardımıyla geliştirebiliyor. Eğitim programının kısa oluşu sektördeki insan kaynağı sorununa çare oluyor. Küresel boyutta büyük bir sıkıntı olan yazılımcı açığını da hızla kapatma fırsatı sunuyor.
Klasik yazılım geliştirme metodlarına göre 20 kat daha hızlı yazılım geliştirme imkanı sunuyoruz. Özetle; şirketlerin dönüşüm yolculuğunda, esnek, ölçeklenebilir, değiştirilip özelleştirilebilir bir yol arkadaşıyız diyebilirim.
Altyapısı sayesinde mevcut yazılımlara kolaylıkla entegrasyon kabiliyetine sahip. Mevcut dataların kolayca kullanılmasını sağlıyor. Böylece mevcut yazılımın değiştirilmesi gerekmiyor, geliştirilebiliyor.
Rakamlarla değerlendirebilir misiniz?
Octopod 2,5 yıl önce kuruldu. 10 ülkede distribütörümüz var. 150 kurumsal müşteride 500’ün üzerinde gerçekleştirilen projeyle 12.500 kullanıcıya erişmiş durumdayız. Ücretsiz sertifika eğitimleriyle şu an sektörde, kod yazmadan iş uygulaması geliştirebilen 2500’ün üzerinde “Octopoder” var. Ayrıca üniversitelerde sunduğumuz eğitimlerle bu sayı her geçen gün artıyor.
20 çalışanımızla her yıl %50 oranında büyüyoruz. Hızla artan Partnerlik ekosistemiyle Octopod’la geliştirilen uygulamalar, SaaS çözümler birer birer sektörde boy göstermeye başlamıştır.
Gelecek hedefleriniz neler?
Yerli ve milli marka olarak dünya piyasasında değer görmesi ve ülkemizin teknoloji markası olması, en büyük hedefimiz. Bununla birlikte Türkiye’nin kodlama olmadan hızla geliştirebileceği iş uygulamalarıyla başta Amerika olmak üzere Avrupa, Rusya ve Ortadoğu için yazılım fabrikası konumuna gelmesini sağlaması hedefindeyiz. Bu doğrultuda ilk adımları attık. Xpoda markasıyla, Amerika pazarına girdik. Silikon Vadisi’nin merkezinde San Fransisco’ daki ofisimiz, Güney Carolina’da ise eğitim merkezimiz bulunuyor. Şu anda Amerika pazarında, 2 bayimiz var. Yeni eğitim döneminde, bir devlet üniversitesinde 2 sınıfta, ders olarak da okutulmaya başlanacak.